Şubat 2023’te, Türkiye ve Suriye, milyonları etkileyen yıkıcı bir doğal afetin etkisine tanık oldu. Hollanda’da yaşayan bu iki ülkeden gelen göçmenler, yıkım ve normal yaşamın iki farklı gerçekliği arasında bölünmüş bir hayat sürüyorlar. Yaşadıkları kitlesel travma göçmenleri birleştirirken, bu olaylara verdikleri sosyal, duygusal ve hatta politik tepkiler farklılık göstermektedir. “Duygusal Arşivler: Türkiye/Suriye Depremi Sonrası” çalışmamızın temel amacı, depremden etkilenen bireylerin yaşadıklarını derleyen bir sözlü tarih arşivi oluşturmaktır. Ayrıca katılımcıların nefes alma ve kalp atışı ritimleri de görüşme sırasında kaydedilecektir.
- Sözlü Tarih Arşivi nedir?
Sözlü Tarih Arşivleri, olayların öznel etkisini yakalamayı amaçlamaktadır. Bu arşivler doğal afetlerden siyasi çalkantılara ve bazen kültürel trendlere kadar önemli etkileri olan olaylarla ilgili gerçekleştirilen görüşmelerden oluşmaktadır. Katılımcılar, bu görüşmeler sırasında kendi deneyimlerini ve kişisel bakış açılarını paylaşmaktadırlar.
- Neden 6 Şubat Depremi ile ilgili Sözlü Tarih arşivine ihtiyacımız var?
Geçen yıl yaşadığımız gibi büyük bir deprem, milyonlarca insanın hayatını etkilemektedir. Depremin etkileri herşeyden önce tarihe sayılarla kaydedilir: deprem sonucunda kaç kişi hayatını kaybetti, kaç kişi başka bir yere taşınmak zorunda kaldı, kaç bina çöktü. Bu rakamlar, depremin etkilerinin nesnel öyküsünü gözler önüne sererken, insanların deneyimlerini tam anlamıyla yansıtamamaktadır. Duygusal Arşivler, bu deneyimleri belgelemeyi ve kamuoyuyla paylaşmayı amaçlamaktadır. Araştırmaya katılmaya ve hikayenizi anlatmaya karar verirseniz, hikayenizin ve verilerinizin herkese açık olarak mı paylaşılacağı, yoksa yalnızca bilimsel araştırmalar için mi kullanılacağına siz karar veriyor olacaksınız.
- Çalışma neden Hollanda’da yapılmaktadır?
Planlanan sözlü tarih arşivi, depremden etkilenen bölge ile ilişiği bulunan göçmenlerin, Türkiye/Suriye depremi sonrasında yaşadıkları deneyimleri bir araya getirecektir. Bu arşiv, bölgeye aidiyet ve yakınlık duygularını göz önüne alarak, göçmenlerin deneyimlerini ele alacaktır. Aidiyet, kişinin farkında olmadan taşıdığı (mekansal, sosyal, kültürel) bağlılığı anlatan bir kavramdır. Aidiyet, kişinin farkında olmadan taşıdığı (mekansal, sosyal, kültürel) bağlılığı anlatan bir kavramdır. Göçmenler, yeni ülkelerinde kendilerini evlerinde hissedip hissetmediklerinden bağımsız olarak, kitlesel travmatik olaylar karşısında geldikleri ülkelerindeki olaylara ve haberlere uyum sağlama eğilimindedir; bu da yalnızlık duygusunu ve gündelik hayattan kopma hissini tetikleyebilir. Arşiv koleksiyonu, bu deneyimleri yüzeye çıkarmayı ve göçmenlerin duygularını kamuoyuna yansıtan dijital bir alan yaratmayı hedeflemektedir.